Yusuf Atılgan (ya da tam adıyla Yusuf Ziya Atılgan), ahir ömrüne çok az eser sığdırmasına rağmen, Türk edebiyatına son derece güçlü tesirleri olmuş bir yazar. Benim de en fazla etkilendiğim romancılardan biri. Ama kitapları ne zaman aklıma gelse [...]
Rıza, uykusundan sıçrayarak uyandı. Yine o… Metalin metale çarparken çıkardığı o uğursuz, bunaltıcı ses… “Siktiğimin bakkalı…” diye söylendi. “Her sabah şu kepengi çarpmasa olmaz pezevenk.” İnsanın yirmi beş sene [...]
Hüseyin Rahmi’nin aziz hatırasına ithafen… Tuhaf bir konaktı. Mahallenin boyası dökülmüş, çatıları akan, tahtakurularına sığınak olmuş bakımsız, bir örnek evlerinin ortasında, çürük dişlerin arasındaki tek bir altın diş gibi, sarı sarı [...]
Merhabalar efendim, merhabalar! Görüşmeyeli nasılsınız? 🙂 Çok uzun zaman oldu biz Tecâhül-i Ârif yazmayalı. Hayat telaşesi ve yaşadığımız değişimler, zannederim edebiyatla aramıza, en azından yazmakla aramıza bir mesafe girmesine sebep olmuştu. Ama bugün, [...]
Tecâhül-i Ârif’e geri dönüş konumuzu “zaman” olarak belirleyince, kişisel hayranlığımın da neticesi olarak, üzerine bir şeyler yazmak istediğim ilk eser “Fahim Bey ve Biz” oldu. Ne kadar isabetli bir seçim yaptığıma dair [...]
Demir ağızlı bir canavarın öfkeli tıslamasına benzer, tiz bir ıslık… Değişmeyen, yorulmayan, tekdüze uzayıp giden bu ses, bize aslında ne söyler? Vaktin geldiğini mi? Zamanın azaldığını mı? Yoksa bitmeyecek sanılan her şeyin, aslında bitmeye mahkûm [...]
Tecâhül-i Ârif’ten herkese merhaba! Herkes ömrünün bir döneminde, -biyolojik açıdan- çocuk olmuştu; bu gerçek inkar edilemez. Her ne kadar tanıdığımız bazı insanların o hallerini hayal edemesek de, herkes bir zamanlar çocuktu. Herkes bir zamanlar koca [...]
Gecenin sessizliğine teslim olmuş geniş caddeyi, buzun üzerindeki su damlası gibi, akarcasına aşıyordu mavi araba. Kadın, bomboş, ifadesiz gözlerini önünde uzanıp giden yola dikmişti. Ayrımına varamıyordu çevresinin. Sanki kirli bir camın arkasında [...]
Tecâhül-i Ârif’ten hepinize merhaba! Sanatın en güçlü ilham kaynaklarından biri şüphesiz ki aşktır. Ne de olsa, estetiğin insanda uyandırdığı duygu hayranlıktır, hayranlığın en yakın akrabası da aşk. Bu yüzden sanatın olduğu her yerde aşktan izler [...]