Merhabalar efendim, merhabalar! Görüşmeyeli nasılsınız? 🙂
Çok uzun zaman oldu biz Tecâhül-i Ârif yazmayalı. Hayat telaşesi ve yaşadığımız değişimler, zannederim edebiyatla aramıza, en azından yazmakla aramıza bir mesafe girmesine sebep olmuştu. Ama bugün, 2020 yılının bu ilk ayında, mutlulukla söyleyebilirim ki bir kez daha yazmak için buluştuk ve Arif yeniden karşınızda.
Aradan geçen zamana hürmeten, geri döndüğümüz bu ayın konusunu ise “Zaman” olarak belirledik. Bizi değiştiren, dönüştüren, bir yerden bir yere taşıyan bu büyük kurgu ustasının izlerini, kurgu eserler üzerinden takip edelim; şöyle bir sıyrılalım, uzaktan bakalım, o acı-tatlı lezzetini tadalım; nihayetinde onu bir parça anlayalım istedik. Ve bu doğrultuda üç roman belirledik bu ay için:
Bunlardan ilki, “Ne içindeyim zamanın, / Ne de büsbütün dışında; / Yekpare, geniş bir anın / Parçalanmaz akışında.” diyerek, Türk edebiyatında zamanla ilgili belki de en akılda kalıcı dizeleri söylemiş Ahmet Hamdi Tanpınar‘ın ölümsüz eseri “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” elbette. Geçen zamanı konu edinip de Tanpınar’dan bahsetmemek, hele hele Mübarek’i anmamak, affedilemez bir eksiklik olurdu şüphesiz.
İkinci roman, şahsımın ilk kez yıllar önce okuyup, “bu eserin trajedisinin de, komedisinin de biricik yaratıcısı zamandır” dediğim, bir başka ölümsüz yazarın ölümsüz eseri, Abdülhak Şinasi Hisar‘ın “Fahim Bey ve Biz”i.
Son roman ise biraz zorladı, zira niyetimiz “zaman” kavramını biraz da bilimkurgu penceresinden incelemekti ve ilk aklımıza gelen pek tabii H. G. Wells’in “Zaman Makinesi” oldu. Ama üzerine daha az şey yazılmış bir eseri tercih etmeye karar verdik ve nihayetinde bilim-kurgu edebiyatın en üretken isimlerinden Isaac Asimov‘un, “Sonsuzluğun Sonu” romanında karar kıldık.
Kuşkusuz bu üç eser, ne zaman kavramını ele almaya, ne onu anlatmaya yeter. Ama üç ayrı yazarın gözünden, farklı farklı konular üzerinden zamanı incelememize olanak verdi; toplum, birey, ve bir bakıma, evren üzerinden.
Böyle bir konunun altından kalkmak güç bir iş. Açıkçası biz de o kadar kuvvetli değiliz. Yine de umuyoruz ki zamanın peşine düştüğümüz bu yolculukta bize eşlik eder, eşlik etmekten zevk alırsınız.
Tecâhül-i Ârif ekibi olarak hepinize edebiyat dolu bir 2020 dileriz. Mutlu seneler!