“Yaşayan Her şey Ölmeye Mahkumken, Hayatı Anlamlı Kılan Nedir?”
Kaçınılmaz sonun sizin için çok yakın olduğunu öğrendiğinizde, o’nu sabır ve metanet ile karşılayabilecek kadar cesur musunuz? Varoluşunuzdaki anlamı ve ölümü, amansız hastalığa yakalanmış bir doktorun kalemi aracılığıyla sorgulamaya ne dersiniz? Amazon ve Goodreads tarafından 2016 Yılının En İyi Biyografi Romanı seçilen Paul Kalanithi‘nin otobiyografik romanı “Son Nefes Havaya Karışmadan” (When Breath Becomes Air), Berna Gülpınar’ın çevirisi ile Altın Kitaplar etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Genç yaştaki bir doktorun, ölümcül hastalığa yakalandıktan sonraki süreci anlatan kitap, yerinde ve etkileyici tespitleriyle okuyanların duygularına dokunmayı başarıyor. Kalanithi 36 yaşında başarılı bir beyin cerrahı olarak yıllarını verdiği yüksek tıp ihtisasını tamamlayıp tam emeklerinin karşılığını almak üzereyken 4. evre akciğer kanseri olduğunu öğrenir ve kendini ölümle yüz yüze bulur. Paul, herkesin bir başına yüzleştiği ve hiç kimsenin muaf olmadığı o en büyük eşitleyiciye birinci elden tanıklık etmek üzeredir.
“Yaşayan her şey ölmeye mahkumken, hayatı anlamlı kılan nedir?“ Hayatı boyunca bu soruya kafa yoran Paul Kalanithi, yazdığı ilk ve son kitapta; insan hayatını ölüm ve yok oluş karşısında bile anlamlı kılan şeyin ne olduğunu sorgularken, her ikisini de bizzat tecrübe etmiş yetenekli bir yazarın gözünden doktor – hasta ilişkisine ışık tutuyor.